Prostat her erkekte var olan üreme için gerekli olan bir organdır. İdrar kesesinin altında bulunan, idrar borusunu saran, meninin büyük kısmını yapan salgı bezidir. Yaklaşık bir kestane-ceviz büyüklüğündedir. Dışında organı saran kapsül-kabuk dediğimiz zarı bulunur. Bu zarın etrafından penisin sertleşmesini sağlayan sinir demeti geçer. Yine prostat bezinin alt uç kısmında idrar kontrolünü sağlayan sfinkter dediğimiz kas yapısı bulunur.
İlerleyen yaşla birlikte hormonal ve metabolik değişiklikler sonucunda prostat boyutlarında artış gözlenir. Özellikle idrar borusunun etrafını saran transizyonel zon dediğimiz kısımdaki epitel ve kas yapısında çoğalma olur ve adenom ismini verdiğimiz doku oluşur.
Her organın olduğu gibi prostatın da temel olarak 3 hastalığı görülür. Prostat iltihapları genel olarak genç cinsel aktif erkeklerde daha sıklıkta gözlenir. Prostat kanseri ve prostatın iyi huylu büyümesi ise daha çok ilerleyen yaşla birlikte sıklığı artan oranda gözlenir.
Prostat ameliyatları açık ve kapalı (endoskopik- laparoskopik- robot yardımlı laparoskopik) yöntemlerle yapılır. Endoskopik yöntemlerde dış idrar deliğinden girilerek idrar kanalını tıkayan prostat bezine işlem uygulanır. Laparoskopik yöntemlerde ise karın içerisine yerleştirilen kamera ve el aletleri ile prostat cerrahisi gerçekleştirilir. Açık yöntemde cilt kesisi yapılarak prostata ulaşılır.
Son 30 yılda endoskopik alet ve lazer teknolojisinde yenilikler sayesinde pek çok hastalık kapalı yöntemle tedavi edilmektedir. Prostat tedavisinde lazerler ilk olarak vaparizasyon (buharlaştırma) yapma özelliğinden faydalanılarak kullanıldı. Ancak bu yöntemde hastalarda yalnızca idrar yapacak kadar bir açıklık oluşturuldu. Kalan prostat dokusunun tekrar büyüme potansiyeli ve patolojik inceleme yapılamaması bu yöntemin dezavantajlarıdır.
Holmium lazer kullanılarak yapılan teknikte ise prostat dokusu kapsül yani kabul kısmından lazer yardımıyla sıyrılıp temizlenir. Açık cerrahide uygulanan yöntem endoskoplar ile lazer kullanılarak yapılır.