Enfeksiyon, taş, cerrahi işlemler, girişimler, kazalar ve sebebi bilinmeyen nedenlerden ötürü uretrada darlık gelişebilir. Bu darlık oluşumu hasar gören uretrada iyileşme dokularının idrar kanalının daralmasına ve hatta tamamen kapanmasına neden olabilmektedir.
Uretra darlıkları genel olarak iki ana kısımda incelenir.
Ön uretra denen kısım idrarın vücuttan atıldığı kısım ile idrarı tutan kas yapılarının olduğu bölgenin arasındaki uzun bölgedir. Bu bölgenin darlıkları enfeksiyonlar, düşürülen taşlar, cerrahi girişimler, travmatik sondalanma ve kronik bazı hastalıklara (Liken sklerosis-balanitis xerotica obliterans) ikincil olarak gelişebilir ve bazen tüm ön uretrayı boylu boyunca tutabilir. Ön urtera darlıklarına yaklaşım arka uretra cerrahisine göre nisbeten daha başarılı sonuçlar verebilir. Darlık segmentinin boyutu, yeri ve mesane fonksiyonları yapılacak cerrahinin planlanmasında önemlidir.
Arka uretra darlıkları ise daha çok prostat ameliyatlarına bağlı veya kazalar sonrası uretra yaralanmalarına bağlı karşımıza çıkar. Bu bölgedeki darlıklarda uretra dışında mesane boynu ve prostat da yaralanmakta ve yer değiştirebilmektedir. Ameliyat öncesi ve ameliyat esnasında yapılacak görüntülemeler cerrahinin planlanmasına katkı sağlayacaktır. Darlığın uzun bir segmentte olması, fibrotik dokuların çıkarılarak serbest canlı mukozaya ulaşmak için yapılan temizlik sonrası, kısalan uretra mesafesinin telafi edilebilmesi için oldukça önem arz eden ve ustalık gerektiren bazı cerrahi manevraları yapmak elzemdir (uretral mobilizasyon/ korporal seperasyon/ inferior pubektomi -kemik dokusundan bir kanal açılması).
Darlık olan hastalar işeme şiddetlerinde azalma hisseder ve mesanelerini boşaltabilmek için kendilerini zorlarlar. Buna rağmen idrar akış hızları gittikçe azalır ve hatta geç kalınan durumlarda idrar yapamaz hale gelirler, göbek altından sistostomi denilen bir sonda takılarak idrarlarını boşaltmak zorunda kalırlar.
Uretra darlığı kazalara bağlı ortaya çıkabileceğinden her yaş grubunda görülür. Özellikle çocuklarda yüksekten düşme ve trafik kazaları sonrası görebiliyoruz.
Çok kısa bir segmentte ve ileri derece darlığa sebebiyet vermeyen darlıklar endoskopik olarak maksimum iki kez açılabilir. Fakat daha uzun darlıklar ve tekrarlayan durumlarda mutlaka açık operasyonla tedavi edilmelidir.
Uretra darlıklarında eğer darlık alanı uzunsa ve bir yamayı besleyebilecek sağlıklı bir çevre bulunuyorsa darlık alanına yama konulmalıdır. Bunun için en ideal doku hastanın kendi dokusudur. Özellikle ağız içi dokuların seçilmesinin sebebi ıslak bir mukoza yapısında olduğundan uretranın yerine uygun bir aday olarak öncelikle tercih etmekteyiz. Böylece dokunun büzüşerek küçülmesi önlenir ve sonrasında sağlıklı uretrayı birebir taklit eden sağlıklı bir doku olarak gelişir.
Endoskopik olarak yapılan tedaviler sonrası darlık tekrarlaması durumunda mutlaka açık tedaviyi düşünmek gerekir. Burada yapılacak işlem, posterior uretra ve mesane boyunun birlikte yeniden revizyonunu gerektirebilir. Posteior uretra darlıklarındaki aşamaları uygulamak gerekebilir. Bu darlıklarda skar denilen sert ve güçlü iyileşme dokuları tekrar darlık gelişmesine sebep olduğundan bu bölgedeki skar dokuları tamamen temizlenmelidir. Yine de başarı şanı %28-89 arasında değişmektedir.